ANASAYFA YAŞAMÖYKÜSÜ FOTOĞRAFLAR KİTAPLAR İLETİŞİM
  ENGLISH ΕΛΛΗΝΙΚΑ

KİTAPLAR

"Bazı şiirler, ilk bakışta görünmez, hemen kendini ele vermez. Her şairin böyle şiirleri vardır. Ortaya çıkarılacakları zamanı bekler böyle şiirler. Bir kez de ortaya çıkarıldı mı, hiç unutulamayan, hep tekrar şiirler olurlar. Bir zamandan beridir, ben de, Mehmet Yaşın'ın Hayal Tamiri'ni böyle okuyorum..."

- İlhan Berk

***
YAEL'İN BAKIŞLARI

Kelebek, ipeksi ses, sevgili... hep uçmak istediği
ama kaç kapı açılmalı daha, kaç çeşit ağaç iç-bahçelere
seherkuşu ve bakıştan bakışa konan aşk.
Onun yüzünden bütün iklimler geçer aynı anda
geçer eski bulut sinemasından yıldız yıldız ve hüzün
ince alay, tutku, korkutan endişeler... 

Ki henüz farkında bakışlarından uçan kuşların henüz
ona en çok nâr ağacı yakışır ya da mür
alev kanatlarla gölgelenmiş gözler... derinden derin
ateşle dağlanmış sessizlik, mühürlenmiş.
Ve o en çok bir aşka yakışır
ki henüz farkında ne kadar güzel bir kadın olduğunun.

Ama hiçbir güzelliği olmazdı bakmasa öyle
hiç hiçbir şey olmazdı bana... ne de göz-uçları
hele alnındaki anlam, ışık ve çok gizli
ve unutulmuş bir gülümseyişle divana uzanışı olmasa.
Sebepsiz yere dolmasa gözleri birden bir şarkı çağırmasa
ne kelebek, ne su... olmazdı olmasa hiçbir şey.

Ki hâlâ şaşıyorum nereye dalıp gider bakışları
her an... nasıl saplanabilir bana gittiği yerden.

                                                             İstanbul, 1995



İPEK

Sevgili, bir yabancı
sevişmeler... ateş-kes.
Kim antlaşma yapabilmiş ki aşkla
ipek ipliğe bağlı ilişkiler
gel-git gel-git gel-
Unufak edebilir her şeyi
ufacık özensiz bir söz.
O eski serinlik
esmez olur birden, biterken
yaz... -git gel-git
Kendini bırakma sakın bırakma
kendini sakın
bırakma kimseciklere.
Bir tutan bulunmaz
ip koparken ipek ağırlığından
ve düşerken boşluğa
beyaz...

                                 İstanbul, 1995



HAYAL TAMİRİ

Büğülü taşlar gibi nineden kalma sevgili camekânlar
elim değmeyegörsün, içten içe bir ışık...
Her şey nasıl da saklanmış iç içe bohçalarda
ve yy.'lık valizler, köfünler ve kakmalı sandıklarda.
Hakikatli bir şey var bu sadelikte, eskilerden.

Boyaynası, yarımdolap, kadifepuf, minder
ve güldalı korniçalar... Burası canımız'çin bir ev.
Cila da istemez, kalsın öyle sevilmenin eskiyen izleri
yara beresiyle sallanan sandalye.
şiir yazarken olduğu gibi tamir ediyorum kendimi

(artık koruyabilirim kendi çocuğum gibi çocukluğumu.)

                                     &

Ama tamire giden daha kötü geldi eskisinden kötürüm
bir insan tarafından kullanılmayacakmış gibi.
"Tabiİ ki kullanılmay'cak", diyor karım:
"Boş yere onca zaman harcadığın şu hasırçit
şu buritaşı, oluklu kiremitler... Ve onca öldürünme."

(Olmayan şeyleri tamir ediyorum bir hayali korumak için.)

                                           Lefkoşa, 1996
ANASAYFA YAŞAMÖYKÜSÜ FOTOĞRAFLAR KİTAPLAR İLETİŞİM